Rızık bir terbiye aracıdır. Doğumdan sonra verilen anne sütüyle beraber bebeğin terbiyesi başlar. Anne sütü her bebek için özel üretilmiş has bir gıdadır, ilk onunla fıtri ihtiyaçları giderilir ve bebeğin kişiliği oluşmaya başlar.
Çocuğunuz ek gıdaya başlayınca çocuğunuzu zorla yedirmemenizi şiddetle tavsiye ederiz. Bu onların karakterlerine, öz güvenlerine ve sağlıklarına yapılabilecek en büyük darbelerdendir. Zorla yedirilen, televizyon, telefon gibi araçlarla oyalayarak yedirilen her lokma, çocuğun algısız yuttuğu bir zehir bombası haline döner. Yemek başlangıçtan beri bir terbiye aracı olmuştur ve maksat hiçbir zaman sadece mideyi doldurmak olmamıştır. Yediği yemek çocuğun faydasına olmalıdır. Yuttuğu her lokmanın ne olduğunu bilerek yutmak, bağışıklığı baskılamadan hür irade ve şuurla yemek yemek, acıktığını hissetmek ve doyduğunda yemeği terk etmek, zorlamamak her canlı varlığın en temel haklarındandır. İslam’da hayvanı bile zorla yedirmek yasaktır. Zorla yedirmekle çocuğun fıtratı bozulur ve şuurlu bir varlık olan bağışıklık sisteminin vereceği sağlıklı tepkiler baskılanmış olur.
Eğer imanlı, sağlıklı, güzel ahlaklı nesiller istiyorsak çocuklarımızı muhakkak Allah’ın emrettiği gibi helal ve temiz beslemeliyiz. Bu bir tercih değildir, tam aksine bize verilmiş en temel vazifelerdendir.
Anne çocuk veya baba çocuk ilişkisi seviyeli olmalıdır. Elbette çocuklarımızla çocuk olmalı, onlara sevgimizi göstermeli ve güven aşılamalıyız. Bu söylediğimizle çocuğa itaat arasında ince bir çizgi vardır. Sevmek köle olmak olmamalı ve anne baba daima saygınlığını korumalıdır. Eğer günümüzde olduğu gibi çocuk anne babaya hükmederse, istediğini aldırır ve yaptırırsa, temiz olmayan gıdalarla beslenirse ve sürekli teknolojik alet ve oyunların terbiyesine terkedilirse, bilinçsizlikten ötürü bunlara müsaade edildiği için toplum çoktan çökmeye yüz tutmuş demektir.
Çocuğunuzu oyalamayın, tozpembe hayat sunmayın, istediği her şeyi elde etmesine izin vermeyin. Sabrı tavsiye edin. İsmiyle hitap edin. İş verin. Evde ekşi mayalı ekmek yaptığınızı, yoğurt mayaladığınızı, tohum ektiğinizi görsün. Sizinle sofrayı toplasın, kardeşine çorap giydirsin, düştüğünde kalksın, sizinle hamur açsın, ekmeğine balı kendisi sürsün, ayakkabılarını kendisi giysin, evdeki çiçekleri sulasın, oyun ve fikir üretsin. Faydalı olduklarını hissetmek kadar öz güvenlerini pekiştirecek başka bir şey yoktur.
Bir kısım insanlar uğraşlarımızı boşa görüp daha sonra katkılı yemeyecek mi, televizyon izlemeyecek mi diyorlar. Biz de şunu demek isteriz; ‘’Yavrularımız bize evlat olmaktan önce Allah’a kuldur. Biz ancak onları imtihanlarına hazırlamaktayız.’’Önemli olan temeli sağlam atmaktır. Ancak o zaman hataya düşseler bile temellerine geri dönmelerini umut etmek hakkımız olur diye düşünüyoruz.